Duruşma salonunda vefat etmesinin akabinde 18 Haziran sabahı yalnızca ailesi ve avukatlarının katılmasına müsaade verilen bir cenaze merasimiyle defnedilen Mursi’nin mezarına hiçbir basın yayın kuruluşunu yaklaştırmayan Mısır makamlarının, yalnızca İsrail’in KAN televizyonu Arap İşleri ve Orta Doğu Muhabiri Roi Kais’in imaj almasına müsaade vermesi dikkati çekti.
İBRANİCE YAYIN YAPTILAR
KAN muhabiri Kais, ağır güvenlik tedbirlerinin alındığı ve yerli yahut yabancı hiçbir basın mensubunun yaklaştırılmadığı Kahire’nin kuzeydoğusundaki Nasr semtinde bulunan Müslüman Kardeşler Teşkilatı (İhvan) mürşitlerinin de defnedildiği mezarlığın önünden İbranice yayın yaptı.
“MISIR SOKAKLARINA HİÇBİR TESİRİ OLMADI”
Mezarların içinde rahatlıkla dolaşan Kais, daha sonra yayını Kahire sokaklarında sürdürdü. Ülkede hayatın doğal seyrinde devam ettiğini belirten Kais, Mursi’nin vefatının Mısır sokağındaki yansımasına ait ise şunları söyledi: “Mursi’nin, mahkeme salonunda sanık kafesinde vefat etmesi sonrası ağır güvenlik tedbirleri altında şafak vaktinde defnedilmesiyle oluşan bu büyük dramın, Mısır sokağında rastgele bir tesiri olmadı. Güya hiç olmamış üzere.”
“İHVAN ÜYELERİ REAKSİYON GÖSTERDİ” DENİLDİ
Mursi’nin vefatının birebir biçimde Mısır basınında da çok kolay bir formda yer aldığını ve Mursi’nin basında tehlikeli biri olarak değerlendirildiğini tabir eden İsrailli gazeteci Kais, yayın sırasında Kahire’de bir kahvede oturarak ülkenin en değerli gazetelerinden El-Ahram’ı karıştırıyor ve “Mursi’nin vefatından hiçbir biçimde kelam edilmiyor.” tabirlerini kullanıyor.
Mısırlıların İsrail kameralarına konuşmaya yanaşmadığını vurgulayan Kais, Mursi’nin vefatına yönelik yansıların yalnızca toplumsal medyada yer aldığını ve kelam konusu reaksiyon selini İhvan üyesi aktivistlerin yönettiğini tez ediyor.
VEFAT ETTİKTEN SONRA HASTANEYE GÖTÜRÜLDÜ
Mısır’da askeri darbeyle iktidardan uzaklaştırılan 67 yaşındaki Mursi, 17 Haziran’da “casusluk” suçlamasıyla yargılandığı mahkeme salonunda vefat etmişti.
Muhammed Mursi, eski Cumhurbaşkanı Hüsnü Mübarek’i istifaya zorlayan 2011 yılındaki halk ihtilalinin akabinde 2012’de ülke tarihinde demokratik yollarla misyona gelen birinci Cumhurbaşkanı olmuştu.
Mursi, 3 Temmuz 2013’te periyodun Savunma Bakanı ve akabinde Cumhurbaşkanı olan Abdulfettah es-Sisi tarafından gerçekleştirilen askeri darbeyle vazifesinden uzaklaştırılmıştı.
Mısır devlet televizyonunda, “Muhammed Mursi’nin uygun huylu bir tümörü bulunduğu, daima tıbbi nezaret altında olduğu ve vefatının kalp krizinden kaynaklandığı” iddia edilmişti.
Mısır Başsavcılığı daha evvel yaptığı açıklamada, Mursi’nin hastaneye getirildiğinde vefat etmiş olduğunu bildirmişti.
