Ahşap dolapları, tarihi laboratuvarı ve ilaç kokusuyla Ankara Kalesi’ne çıkarken çeşitli antikacıların yer aldığı yokuşta bulunan eczane, 1946’da Niyaz Dermancı’nın babası Ahmet Nazmi Dermancı tarafından açıldı.
ANKARALILARIN SEVGİLİSİ
O devirlerde tıp eğitimi alan, akabinde eczacılık mesleğini babasından devralmak için eczacılık fakültesine giden Dermancı, mezun olduktan sonra 1956’da eczanenin başına geçti. Yıllardır Ankaralıların sevgisini kazanan, güler yüzlü çalışanlarıyla hastalarla yakından ilgilenen Dermancı, birinci günkü heyecanıyla mesleğini yapmaya devam ediyor.
ECZACILIĞIN PÜF NOKTALARINI ANLATTI
Dermancı, 74 yıllık meslek hayatını ve eczacılığın püf noktalarını anlattı. Geçmişte eczacılık mesleğini sürdürmenin güç olduğunu ve her isteyenin eczane açamadığını tabir eden Dermancı, liseyi bitirdikten sonra eczacılığı değil, tıbbı kazandığını söyledi.
TIBBİYEDE OKUDU
Eczacılık eğitimini Türkiye çapında 30 kişinin aldığını belirten Dermancı, “Ancak notu ‘pekiyi, pekiyi’ olanlar kazanıyordu. Benim derecem de düzgün ve ortaydı. Ben kazanamadım, tıbbiyeyi kazandım, tıbbiyeye gittim. Babam eczaneyi açtı. Ben hem eczanede çalışıyorum hem de tıbbiyeye gidiyorum. Her sene müracaat ediyorum, ‘Ben eczacılığa gideceğim’ diyorum, ‘Yok’ diyorlardı, ‘Probiyotiği bitir’, ‘Yok klinik öncesini bitir’ falan diye diye bana tıbbiyeyi okuttular.” dedi.
MEZUN OLDUKTAN SONRA BABASINDAN DEVRALDI
Tıbbı bitirdikten sonra 1953’te otomatikman eczacılık 2’nci sınıfa alındığını aktaran Dermancı, mezun olduktan sonra da eczaneyi babasından devraldığını söyledi.
LABORATUVARDA İLAÇ YAPIYOR
Hem babasından edindiği bilgiler hem de tıbbiye ve eczacılığı bitirmesi sebebiyle her türlü ilaç imalini öğrendiğini vurgulayan Dermancı, “1946’da babam kurdu, ondan sonra ben devraldım, ben takip ettim. Eczanem o biçimde oldu. Onun için eskidir, çok ham unsurum ve deneyimim var. O vakit ilaçlar daima havan işi yapılırdı, müstahsen çok az vardı. Onları yaptığımız için biz alışılmış o denli alıştığımız için hala de tıpkı formda eczanemde laboratuvarım çalışır ve ben ilaç yaparım.” diye konuştu.
“NİYA DERME” İSİMLİ RUHSATLI İLACI VAR
Dermancı, bilhassa yüz ve cilt hastalıklarıyla ilgili ilaçlar hazırladığını ve kendi yaptığı “Niya Derme” isimli ruhsatlı bir ilacı olduğunu tabir etti. İlacın ergenlik sivilcelerine, yüzdeki lekelere karşı kullanıldığını belirterek, ilacı hem seri olarak yaptığını hem de ruhsatlı olduğu için laboratuvarların depolarına verdiğini söyledi.
İLAÇLAR ARTIK KAYITLI
İlaçları yapabilmek için tıp ve eczacılık eğitimi almak gerektiğini vurgulayan Dermancı, “Her ikisini yaptığım için onun bahtı bende var. Onun için yapabiliyorum. Yeni yetişenler bilmiyor, daha doğrusu yapılmıyor. Sebebi, artık toplumsal güvenlik diye bir sistem var. Toplumsal güvenlik, bilgisayara girilir ve orada ilaç kime verilir, ne koşullarla verilir. O biçimde yapılır. Kayıtlı olduğu için herkes istediği şeyi yapamıyor artık.” ifadelerini kullandı.
YARDIM ETTİĞİ İÇİN ÇOK KEYİFLİ OLUYOR
Ankara’dan ve dışından birçok müşterisi olduğuna ve onlarla ilgilendiğine işaret eden Dermancı, “Gelen de çok memnun olur. Natürel ben de onlara yardım ettiğim için çok keyifli olurum. Benim hayatım bu türlü. Bundan zevk alırım. Hastaların ilacını yapmak, onlara onu düzgün anlatmak, nasıl kullanacağını söylemek benim vazifem.” dedi.
93 YAŞINDAKİ ANCAK GENÇLERE TAŞ ÇIKARIYOR
Genç görünmesinin sebebini de işine bağlayan ve kendini 46 yaşında hissettiğini lisana getiren Dermancı, “Ben, düzgün ilaç yaptığım, herkesi keyifli ettiğim için uygun dua alırım. O dua bana gelir. Onun için bu türlü canlıyım. 93 yaşındayım ve çalışıyorum. Günde 8 saat çalışıyorum. Az değil ve çalışmanın tesiri var. Müşterilerim de beni kesinlikle arıyorlar ve benden fikir alıyorlar. Yani gençliğimin sebebi duadır, bana dua ederler.” sözlerine yer verdi.
